1 .2 .3 .5 .6 .7 .8 .9 .10 .11 .12 .13 .14 .15 .16 .17 .18 .19 .20 .21 .22 .23 .24 .25 .26 .27 .28 .29 .30

3-Türkiye Selçukluları Devleti
Malazgirt Zaferi'ni takip eden yıllarda, Selçuklu komutanları emrindeki Türkmenlerle birlikte
Anadolu'nun büyük bir kesiminde fetih hareketlerine girişmişlerdi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi
özellikle Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgelerinde birçok Türk devleti kurulmuştu. Orta ve Batı
Anadolu akınları ise Artuk Bey ve Tutak tarafından yönetilmekteydi. Ordusu Malazgirt'te büyük
ölçüde dağılmış, taht mücadeleleri ile çalkalanan Bizans, bu akınlara karşı koyacak güçten
yoksundu. Artuk Bey'in bölgeden ayrılmasından sonra, Süleyman Şah ve kardeşleri, Melikşah
tarafından Anadolu'nun fethiyle görevlendirildiler. Böylece Türkiye Selçuklu-larının temeli atılmış
oldu.Türkiye Selçuklu Devleti'nin Kuruluşu:Türkiye Selçuklularının kurucusu olarak bilinen
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Selçuklu hanedanına mensuptu. Dedesi Arslan Yabgu, hile ile
Gazneliler tarafından yakalanıp, tutsak alınınca, Selçuklu tahtına yeğenleri Tuğrul ve Çağrı Bey
geçmişti. Arslan Yabgu'nun ailesi bu olayı hiçbir zaman unutmadı.
Nitekim Arslan Yabgu'nun oğlu Kutalmış, Alp Arslan'ın hükümdarlığını kabul etmeyerek isyan etmiş
ve savaş sırasında ölmüştü(1063). Melikşah, Kutalmış'ın oğullarını Anadolu'nun fehtinde
görevlendirerek, hem bu ailenin gönlünü almış hem de merkezden uzaklaştırarak, olası bir taht
mücadlesinin önüne geçmiş oluyordu. Ayrıca Arslan Yabgu'ya bağlı Türkmenler de bu yolla,
Anadolu'ya sevk ediliyordu.Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve kardeşleri Mansur, Alpdilek ve Dolat,
önceleri Fırat ırmağı boylarında ve Urfa civarında fetihlerde bulundular. Bizans'ın elindeki Antakya'yı
kuşatarak, burayı vergiye bağladılar (1074). Süleyman Şah daha sonra Batı Anadolu'ya yönelerek
Bizans'a karşı topraklarını genişletir. İstanbul'un yanı başındaki İznik'in fethiyle burası merkez
yapılır ve böylece Türkiye Selçukluları fiilen kurulmuş olur (1075).Süleyman Şah'ın, devletin
sınırlarını Üsküdar ve Kadıköy'e kadar genişlettiğini duyan Türkmenler akın akın Anadolu'ya göçüyor,
ülkede Türk nüfusu sür'atle çoğalıyordu. Onun adil yönetimi, Müslüman olmayan kitleleri de kendine
çekiyordu. Bizans'ın köle muamelesi yaptığı köylüler, Selçuklu yönetimi altında hürriyetlerini
kazanıyor, toprak sahibi oluyorlardı. Bizans tahtına geçen Aleksi Komnen, her geçen yıl itibarını ve
topraklarını artıran Süleyman Şah ile bir anlaşma imzalamak zorunda kalır (Dragos Anlaşması) .
Anlaşmaya göre Selçuklular, İstanbul Boğazı'nı terk ederek Dragos Suyu'na çekilecek, karşılığında
ise Bizans'tan vergi alacaktır (1081).Süleyman Şah, Bizans ile anlaşma yaptıktan sonra yeniden
Doğu seferine çıktı.
Ermeniler'in elindeki Antakya'yı ele geçirdi (1084). Antakya ile beraber Çukurova'nın tamamı
Selçuklu hâkimiyetine girdi . Antakya'dan vergi alan Halep emiri Şerifüddevle, bu durumu kabul
etmeyerek Süleyman Şah ile savaştı. Ancak savaş alanında öldü. Süleyman Şah Halep'i kuşattı.
Kendi hâkimiyet sahasındaki Halep'in kuşatılması üzerine Suriye Selçuklu Meliki Tutuş, Artuk
Bey'le beraber harekete geçti. Haleb yakınında yapılan savaşta Süleyman Şah yenildi.
Üzüntüsünden kendi hayatına kıydı (1086). Sultan Melikşah, kendine bağlı beylerin birbiriyle
mücadele etmesinin Selçuklu hâkimiyetini sarsabileceği endişesiyle duruma müdahale etmek üzere
Suriye'ye gelir ve neticede hanedan üyelerinin hak talep ettiği Antakya, Halep ve Urfa'yı merkeze
bağlar. Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın oğulları Kılıçarslan ve Kulan Arslan'ı (Davud), yanına alarak,
geri döner. Böylece Anadolu Selçukluları Melikşah'ın ölümüne kadar merkezden gönderilen
komutanlar tarafından idare edilmek istenir. Fakat bu maksatla Anadolu'ya gönderilen Porsuk ve
Bozan bunu başaramazlar. Sultan Melikşah'ın vefat etmesi üzerine, Kılıç Arslan ve kardeşi 6 yıldır
gözetim altında bulundukları İsfehan'dan Anadolu'ya dönerler (1092).I.Kılıçarslan, İznik'te tahta
çıkarak, Türkiye Selçuklularının hükümdarı olur. Büyük Selçuklu Devleti ile gizliden gizliye
sürdürülen hâkimiyet mücadelesi Melikşah'ın ölümüyle aşikâr bir hâl almış ve Türkiye Selçukluları
artık müstakil hareket etmeye başlamıştır. I.Kılıçarslan, kuvvetli bir donanma inşa eden Çaka Bey'in
kızını alarak, onunla ittifak kurdu.
Ancak Bizans'ın kışkırtmasıyla, Anadolu hâkimiyetine engel gördüğü Çaka Bey'i daha sonra
ortadan kaldırdı (1093). Marmara kıyısında oluşturduğu donanma ile güçlenen I.Kılıçarslan, Bizans'a
yöneldiği esnada kendisini Haçlılar gibi büyük bir tehlike bekliyordu. Vatan kurma aşamasında olan
Selçuklular Haçlı seferleriyle büyük bir darbe yedi. Batı Anadolu ve Marmara elden çıktı.Selçuklular
iç bölgelere çekilmek zorunda kaldılar. Kalabalık Haçlılar karşısında şehirler harap hâle geldi; sayısız
can ve mal kaybı oldu. Suriye, Mısır ve Filistin'de birçok şehir Haçlıların eline geçti. İlk Haçlı Seferi:
Bizans İmparatoru Aleksi Komnen, Türk ilerleyişini durdurmak için Papa II.Urban'dan yardım
istemişti. Papa bir çağrıda bulunarak Türklere karşı harekete geçilmesini sağladı. Böylece Haçlı
seferleri başlamış oluyordu. Piyer L'hermit liderliğindeki sayıları yüz binleri bulan çapulcu ve
düzensiz kitlelerden oluşan ilk Haçlı grubu İstanbul'a ulaştı(1096). Bu sırada I.Kılıçarslan,
Danişmentlilere karşı Malatya kuşatmasında bulunuyordu. Haçlı ordusunun geldiğini duyunca
hemen geri döndü. İlk Haçlı kitlesinin tamamına yakını sultanın kardeşi Davud tarafından yok edildi.
Ancak arkadan gelen ve sayıları yüz binleri bulan asıl Haçlı ordusu İznik'i ele geçirdi (17 Haziran
1097). I.Kılıçarslan Haçlı ordusunu Eskişehir (Doreleon) yakınında karşıladı. Onları bozguna
uğrattıysa da sayıları oldukça fazla olan Haçlılar karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. Bundan
sonra Haçlılara karşı vur kaç taktiği uygulandı. Yıpratma savaşıyla Haçlılara büyük zayiat
verdiriliyordu.
Ancak Konya, Urfa, Antakya gibi şehirlerin düşmesine engel olunamadı. Nihayet Haçlılar,
Fatımîlerin elindeki Kudüs'e ulaştı ve burayı işgal ettiler(15 Temmuz 1099). Haçlılar ele geçirdikleri
yerlerde, Haçlı kontluklarını kurdular.I.Kılıçarslan'ın Ölümü: İlk Haçlı seferinin bu şekilde
neticelenmesinden sonra, I. Kılıçarslan, Anadolu Türk birliğini sağlamak için tekrar doğuya sefer
düzenler. Kendine rakip gördüğü Danişmentliler üzerine yürür. Elbistan, Maraş ve Malatya'yı alır.
Hâkimiyet sahasını Musul'a kadar genişletir. Bunun üzerine Irak ve Suriye Selçukluları telâşa
kapılırlar. Çavlı idaresindeki Büyük Selçuklu ordusu ile I.Kılıçarslan birlikleri karşı karşıya gelir.
Artuklu İl Gazi ve Suriye Meliki Rıdvan'ın da katılmasıyla daha da kalabalıklaşan orduya karşı
koyamayan I.Kılıçarslan savaşı kaybeder. Geri çekilirken Habur ırmağında boğulur.
(1107)I.Kılıçarslan'ın ölümüyle, Anadolu'da hâkimiyet Danişmentlilerin eline geçmiştir. 1110 yılında
I.Kılıçarslan'ın kardeşi Şehinşah tahta oturur. Ancak kardeşi I.Mesud, Danişmentlilerin de desteğini
alarak, onunla mücadele eder ve Konya'da tahta çıkar(1116). İznik'in düşmesinden sonra artık
Türkiye Selçuklularının yeni başkenti Konya olmuştur. Selçukluların içinde bulunduğu durumdan
faydalanmak isteyen Bizans, Gürcü ve Ermeni kuvvetleri Türklere karşı harekete
geçmişlerdir.Danişmentli Emir Gazi'nin ölümü üzerine (1134), Sultan Mesut tekrar güç kazandı ve
birliği sağlamayı başardı. Bizans İmparatoru Manuel Komnen ile Konya yakınlarında yapılan savaşta
Selçuklular büyük bir zafer kazandılar (1146).
Ancak bu sırada II. Haçlı ordusu yola çıkmıştı.Musul Atabeyi İmadeddin Zengi Urfa'yı Haçlılardan
kurtarınca (1144), II. Haçlı Seferi düzenlenmiştir. Seferin başında Alman Kralı III. Konrat ve Fransa
Kralı VII. Lui bulunmaktaydı. Ceyhan yakınlarında yapılan savaşta III. Konrat hezimete uğrar ve
İznik'e çekilir. VII. Lui de Yalvaç yakınında Türklerin anî hücumuna uğrar, Antalya'ya kaçar. Oradan
Kudüs'e geçer (1147). Haçlılar'a karşı kazanılan bu başarılar, Selçukluların itibarını daha da
artırır.Sultan I.Mesud daha sonra Ermeni işgalindeki Maraş'ı ele geçirir. Çukurova'da hâkimiyeti
sağlar. Danişmentli Beyi Yağı-basan'ı kendine bağlar. Böylece I.Mesut öldüğünde Anadolu'da
siyasî birlik sağlanmış oluyordu (1155).II.Kılıçarslan Zamanı: I.Mesut ölmeden evvel ülkeyi üç oğlu
arasında taksim etmiş, fakat taht için II.Kılıçarslan'ı vasiyet etmişti. II.Kılıçarslan sultan olduğunda
öncelikle, kardeşleriyle mücadele eder. Bu sırada gittikçe güçlenen Musul Halep Atabeyi Nurettin
Mahmut'un güney sınırlarındaki faaliyetlerini önler. Karışıklıklardan faydalanarak Maraş'ı ele geçiren
Ermenileri buradan çıkarır. Kardeşi Şehinşah'ı destekleyen Danişmentliler Bizans ile anlaşır. II.
Kılıçarslan, nüfuzunu artırmak için Saltuklu Beyi'nin kızıyla evlenmek ister. Ancak Danişmentli Yağı-
basan gelin adayını kaçırır. Bu yüzden Selçuklular, Yağı-basan'ın üzerine yürür, fakat yenilirler
(1162).
Danişmentliler ile yaptığı ittifakı bozmak için II.Kılıçarslan İstanbul'a gider ve Bizans'ın
Danişmentlilere verdiği desteğin kesilmesini sağlar. Artuklular ile girdiği mücadeleden de zayıf düşen
Danişmentlilerin şehirlerini teker teker ele geçirir. Nihayet Malatya ve Sivas'ı da ele geçiren
II.Kılıçarslan, Danişmentlilerin hâkimiyetine son verir (1178).Miryakefalon Savaşı: Bizans,
II.Kılıçarslan ile yapılan anlaşmayı bozarak, tekrar Danişmentlileri desteklemeye başlamıştı. Ayrıca
Danişmentlilerden alınan bazı şehirlerin kendine verilmesini istiyordu . Dolayısıyla Selçuklularla
savaşmak için bahaneler aramaktaydı. Gerçek sebep Selçukluların Anadolu'da siyasî birliği
sağlaması ve Türklerin gittikçe güçlenmesiydi. Nitekim II. Kılıçarslan'ın barış teklifini reddeden
imparator Manuel, 100 bin kişilik bir ordu hazırladı. Manuel'in maksadı işgalci olarak gördüğü
Türklerden Anadolu'yu tamamen temizlemek ve onları Orta Asya'ya kadar sürmekti! İstanbul'dan
çıkan Bizans ordusu Konya'ya doğru yola çıktı. Türkmen beyleri bu kalabalık fakat hantal orduya
yol boyunca küçük çaplı saldırılarda bulunarak,onları yıpratıyordu. Bizans ordusu, Homa-Sandıklı-
Dinar arasında Miryakefalon adı verilen sarp ve dar bir vadiye girdiğinde, Selçukluların tuzağına
düştü. II.Kılıçarslan, çıkışını kestiği vadide Bizans ordusunu ablukaya aldı. Tepelerde mevzilenmiş
okçuların oklarından kaçanlar, süvariler tarafından yok edilmekteydi. Miryakefalon Vadisi Bizans
askerlerinin cesetleriyle dolmuştu. (Eylül 1176 ).
Bu büyük zafere karşılık, Bizans İmparatoru Manuel ile mütevazi bir anlaşma yapıldı. Anlaşmaya
göre Bizans, Eskişehir'de inşa ettiği mevzileri kaldıracak ve Selçuklulara yüklüce bir savaş
tazminatı ödeyecekti. Bu savaş, yaklaşık yüz yıl önce kazanılan Malazgirt Savaşı'ndan sonraki en
büyük zaferdir. Miryakefalon Savaşı ile, Anadolu'nun Türklerin vatanı olduğu onaylanmıştır. Bizzat
Bizans kaynaklarının da belirttiği gibi o zamana kadar Türkleri işgalci olarak gören Bizans, bu zaferle
gerçeği görmüş; Anadolu'nun Türklerin yurdu olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Nasıl ki,
Malazgirt Meydan Muharebesi vatan kuran bir savaş olarak niteleniyorsa Miryakefalon da vatan
kurtaran bir savaş olarak nitelenebilir. Son kez savunmada kalan Türklere karşı artık Bizans
savunma yapmak zorunda kalacaktır. Bu savaş sonuçları itibariyle Başkomutanlık Meydan
Muharebesi ve Büyük Taarruz ile benzerlik gösterir. Miryakefalon öncesinde Bizans, Türkleri
Anadolu'dan atmayı plânlamış; İstiklal Harbi'nde de Yunanistan aynı maksadı gütmüştür. Fakat her
iki mücadele sonunda Türklerin, Anadolu'nun tapusunu ellerinde bulundurduğu gerçeğini,
düşmanların tescil etmek zorunda kalmasıyla neticelenmiştir. Miryakefalon Zaferi'nden sonra
Selçuklular, Batı Anadolu yönünde genişlediler. II.Kılıçarslan zamanında Selçuklular bölgenin en
kuvvetli devleti hâline gelmişti. İyice yaşlanmış olan sultan ülkesini eski Türk geleneklerine uygun
olarak 11 oğlu arasında paylaştırdı. Küçük oğlu Gıyaseddin Keyhusrev'i veliaht tayin etti. Fakat
henüz sağlığında oğulları arasında taht mücadeleleri başladı.
Bu esnada III.Haçlı Seferi düzenleniyordu.Selahaddin Eyyubî'nin Kudüs'ü ele geçirmesi (1187),
üçüncü kez Haçlı seferinin düzenlenmesine vesile olmuştur. Bu sefere Alman İmparatoru Frederik
Barbaros, İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar ve Fransa Kralı Filip Ogüst katılmıştır. Anadolu'ya
geçen Frederik Barbaros'a karşı, kardeş kavgası ile uğraşan Selçuklu ordusu fazla bir direniş
göstermedi. Konya Haçlıların eline geçti . Buna rağmen Türkmen cemaatleri baskınlar düzenleyerek
Haçlı ordusunu oldukça yıpratmaktaydı. Alman İmparatoru F. Barbaros Silifke Suyu'nda boğulunca
ordusu tamamen dağıldı. Böylece Selçuklular yeni bir Haçlı tehlikesini daha atlatmış oluyordu.
Deniz yoluyla giden diğer krallar da başarı sağlayamadılar. Ancak II.Kılıçarslan, oğullarının birbiriyle
mücadele etmesinden duyduğu derin üzüntünün neticesinde vefat etmişti (1192).II.Kılıçarslan'ın
ölümünden sonra, Uluborlu hâkimi I.Gıyaseddin Keyhüsrev tahta çıktı. Ancak kardeşleri onun
hükümdarlığını tanımadılar. Batıda Bizans ile mücadele ettiği sıralarda, Tokat meliki olan ağabeyi
II.Süleyman Şah güçlenmekteydi. II.Süleyman Şah Konya üzerine yürüyünce karşı duramayan
Keyhüsrev tahtı bırakarak, Bizans'a sığınmak zorunda kaldı. Bu dönem onun birinci hükümdarlık
dönemidir (1192-1196). II.Süleyman Şah (1196-1204), Menderes havzasını ele geçirerek Bizans'ı
vergiye bağladı. Anadolu'nun siyasî birliğini sağlamak maksadıyla kardeşleriyle mücadele etti;
kardeşi Kayserşah'ın elinden Malatya'yı aldı. Erzurum'daki Saltuklu Beyliği'ni ortadan kaldırdı
(1202).

1 .2 .3 .5 .6 .7 .8 .9 .10 .11 .12 .13 .14 .15 .16 .17 .18 .19 .20 .21 .22 .23 .24 .25 .26 .27 .28 .29 .30